All News
28 Aralık 2019 ( 1043 izlenme )
Reklamlar

Ya Hayyu Ya Kayyum Duası ve İsmi Azam Duası

İSMİ AZAM DUASI“Ya Hayyu Ya Kayyum” zikrinin fazileti nedir?

Hz. Ali kerremallahu veche anlatıyor:Bedir Harbi başlayınca bir müddet savaştım. Sonra Resûlullah ne yapıyor diye bakmak için hızla yanına vardım. Bir de baktım ki, Allah Resûlü secdeye kapanmış, durmadan:

يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ، يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ

«Yâ Hayyu yâ Kayyûm, Yâ Hayyu yâ Kayyûm: Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım, Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım!» diye niyâzda bulunuyor, bundan başka bir şey söylemiyorlardı.

Oradan ayrıldım, biraz daha savaştım ve tekrar geldim. Yine secde hâlinde aynı şekilde Allah’a yalvarıyorlardı. Savaşa tekrar döndüm. Bir müddet sonra tekrar geldiğimde Allah Resûlü aynı şekilde duâ ediyorlardı. Nihâyet Allah Teâlâ ona yardım ve fetih kapılarını açtı.”[1]

“Ya Hayyu ya Kayyum! Bi rahmetike esteğîsu.”

“Ey daima hayatta olan Hayy, bütün varlıkları ayakta tutan Kayyum! Rahmetinin hakkı için senden yardım istiyorum.”[2]

İSMİ AZAM DUASI

İsmi Azam duası nedir? İşte sadece Peygamberlerin bildiği dua, duaların en büyüğü İsmi Azam duası…
“İsmi Âzam” Allah’ın en büyük ismi mânâsına gelen bir tâbirdir.

Kur’ânı Kerîm’de “ism” kelimesi yirmi âyette Allah’a nisbet edilmekle birlikte azam sıfatıyla bir niteleme yer almamaktadır. Bir âyette Rabbin isminin yüce olup hayırlara vesile teşkil ettiği ifâde edilmiş (erRahmân 55/78), iki âyette “ismrabbik” terkibine “azîm” sıfatı (elVâkıa 56/96; elHâkka 69/52), bir âyette de aynı terkibe “a‘lâ” nitelemesi eklenmiştir. (elA‘lâ 87/1) Ancak bu âyetlerin üçü de Rabbin isminin tenzih edilmesini emretmektedir. Müfessirler genelde bu tenzihin Allah’ın zâtına râci olduğunu kabul etmekte ve isim kelimesinin bir vâsıta vazîfesi üstlendiğini veya sıfat mânâsına geldiğini belirtmektedir. (Taberî, XXX, 189190; Zemahşerî, IV, 738; Fahreddin erRâzî, Mefâtîĥu’lġayb, XXXI, 136138)

İSMİ ÂZAM DUASI İLE İLGİLİ HADİSLER

İsmi Âzam hakkında nakledilen hadislerden Esmâ bint Yezîd, Ebû Ümâme, Büreyde b. Husayb, Enes b. Mâlik ve Hz. Âişe yoluyla gelen rivâyetler İbn Mâce’nin esSünen’inde mevcuttur. (“Duâ”, 9) Bunların dışında kalan ve dolaylı olarak İsmi Âzam’ı ilgilendiren rivâyet ise Übey b. Kâ‘b yoluyla gelmiştir. (Müsned, V, 142; Müslim, “Salâtü’lmüsâfirîn”, 258; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 17) Adı geçen ilk iki sahâbî ile Übey b. Kâ‘b’dan gelen rivâyetlere göre Hz. Peygamber İsmi Âzam’ın Bakara, Âli İmrân ve bir rivâyette Tâhâ Sûresi’nde yer alan “Allāhü lâ ilâhe illâ hüve’lhayyü’lkayyûm” الله لا اله الا هو الحيُّ القيُّوم cümlesinden ibaret olduğunu söylemiştir. Büreyde ve Enes b. Mâlik yoluyla gelen rivâyetlerin metinleri farklı kelimelerle de olsa evvelki metin gibi tevhid ilkesini içermekte ve Resûli Ekrem’in şu ifâdesiyle sona ermektedir: “Bu duâyı yapan Allah’ın İsmi Âzam’ı ile dilekte bulunmuş olur. Allah, İsmi Âzam’ı anılarak kendisinden talepte bulunulduğunda talebi yerine getirir, İsmi Âzam’la duâ edildiğinde duâyı kabul eder.” (Müsned, III, 120, 158, 245, 265; V, 350, 360; İbn Mâce, “Duâ”, 9) Muhaddis İbn Hacer’in, İsmi Âzam hakkında nakledilen rivâyetlerin sened açısından tercih edilmeye en uygun olanı diye nitelediği Büreyde hadisi (Fetĥu’lbârî, XII, 527) birkaç kelime farkı ile İhlâs Sûresi’ne benzemektedir: “Allahım! Senin Allah, âhad ve samed oluşunu, doğurmak, doğmak, dengi ve benzeri bulunmak gibi beşerî özelliklerden münezzeh bulunuşunu vesile edinerek senden talepte bulunuyorum.” اللهم إني أسألك بأنك أنت الله الأحد الصمد الذي لم يلد ولم يولد ولم يكن له كفواً أحد

İSMİ ÂZAM DUASININ SIRRI

Hz. Âişe’den gelen iki rivâyetin birinde Resûlullah’ın yaptığı bir duâda Allah’ın asîl (tâhir, tayyib), mübarek ve zâtınca en sevimli ismiyle tevessül ettiği, ayrıca bu isim aracılığıyla duâ edildiği, dilekte bulunulduğu, rahmet ve lutufkârlığı talep edildiğinde Cenâbı Hakk’ın kabul ile mukâbelede bulunacağının bildirildiği ifâde edilmiş (İbn Mâce, “Duâ”, 9), ancak isim hakkında bir açıklama yapılmamıştır. Esmâi hüsnâ içindeki üstün konumu göz önünde bulundurulduğu takdirde bunun Allah ismi olabileceğini söylemek mümkündür. İsnadında bazı problemlerin olduğu ifâde edilen aynı rivâyetin devamında kaydedildiği üzere Hz. Âişe, duâların kabulüne vesile olan ismi öğretmesini Resûli Ekrem’den istemiş, ancak olumlu cevap alamamıştır. Bunun üzerine Âişe iki rek‘at namaz kılıp içinde Allah, Rahmân, Ber ve Rahîm isimleriyle “senin bütün güzel isimlerin” ifâdesinin geçtiği bir duâ okumuş, duâyı dinleyen Resûlullah, “Benden öğrenmek istediğin isim duânda yer alan isimler arasında bulunmaktadır” demiştir.

İSMİ ÂZAM İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER

Âlimlerin İsmi Âzam ile ilgili görüşlerini üç noktada toplamak mümkündür.

1 Başta Ca‘fer esSâdık, Cüneydi Bağdâdî, İbn Cerîr etTaberî, Ebü’lHasan elEş‘arî, İbn Hibbân ve Bâkıllânî olmak üzere bazı âlimler İsmi Âzam diye bir şeyin bulunmadığını söylemişlerdir. (Fahreddin erRâzî, Levâmiu’lbeyyinât, s. 9294; İbn Hacer, XII, 526) Buna göre rivâyetlerde yer alan Âzam kelimesi “büyük, yüce” mânâsındaki azîm yerine kullanılmış olup buradaki yücelik harflerden oluşan isme değil onun delâlet ettiği zâta aittir. Kul samimiyetle duâ ettiği takdirde dileği kabul edilir.
2 İsmi Âzam aslında var olmakla birlikte Kadir gecesi, duâ ve ibâdetlerin makbul olduğu Cuma gününde gizlenmiş husûsî vakit gibi sadece Allah tarafından bilinmektedir. Ayrıca bu ismin Esmâi Hüsnâ içinde bulunduğunu söylemek veya kulun duygulandığı her ilâhî ismin İsmi Âzam olabileceğini kabul etmek de mümkündür. (Süyûtî, II, 135136)
3 İsmi Âzam mevcut olup insanlar tarafından bilinmektedir. Bu telakkiye göre sözü edilen isme “en büyük” denilmesinin sebepleri sadece kâinatı yaratan ve yöneten en yüce varlığa nisbet edilmesi, içeriğinin zengin ve sevabının çok olması ve duaların kabulüne vesile teşkil etmesi gibi hususlardır.

İbn Hacer ve Süyûtî, İsmi Âzam’ın niçin ibaret olabileceği konusunda ileri sürülen görüşleri benzer bir şekilde sıralamışlardır. (Fetĥu’lbârî, XII, 526527; elĤâvî li’lfetâvâ, II, 136139) Bu tür listelerde kaydedilen metinlerin bir kısmı yukarıda sözü edilen hadislere dayanmakta, bir kısmı da şahsî tahminlerle belirlenmektedir. Süyûtî’nin listesinde on altıya kadar çıkan bu metinlerin başında Allah ismi (veya O’na râci “hüve[hû]” zamiri) gelmektedir. En uzunu bir satır tutan metinlerde işlenen ortak tema Allah’ın birliği, engin merhameti ve kâinatı yaratıp yönetmesidir.

HZ. YUNUS’UN (A.S.) DUASI

İsmi Âzam metinleri arasında yukarıda zikredilenlerden başka besmele, kelimei tevhîd, Esmâi Hüsnânın tamamı, Allahümme, rabbi rabbi, mâlikü’lmülk, zü’lcelâli ve’likrâm ve Hz. Yûnus’un –aleyhisselâm duâsı olan “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’zzâlimîn” لا اله الاّ انت سبحانك انى كنت من الظالمين ibareleri kaydedilebilir.

Şiî âlimlerinin İsmi Âzam hakkındaki genel kanaatleri de farklı bir vaziyet arzetmemektedir. Onlardan nakledilen rivâyetlerin birinde (Muhammed elGaravî, s. 63) İsmi Âzam’ın imamlardan ibaret olduğu, âmellerin makbul sayılabilmesi için Şiî imamlarının tanınıp benimsenmesinin gerektiği yolundaki telakkiye itibar etmek mümkün değildir.

İsmi Âzam hakkında nakledilen rivâyetlerle ileri sürülen fikirlerin incelenmesinden anlaşılacağı üzere böyle bir ismin mevcudiyeti kesin olarak sabit değildir.

Sahihi Müslim’de yer alan (“Śalâtü’lmüsâfirîn”, 258) ve aslında İsmi Âzam adını içermeyen Übey b. Kâ’b rivâyetinin dışında konuyla ilgili olarak Sahîhayn’de herhangi bir nakle rastlanmamıştır. Diğer bazı hadis kaynaklarında yer alan rivâyetler isnad açısından pek sağlam görülmemiş ve bu sebeple naslarda geçmeyen bazı İsmi Âzam metinlerinin tesbiti cihetine gidilmiştir. Ancak bu tür tesbitler herkesi ilgilendiren bir konuma sahip olmayıp sadece belirleyicisini veya mânevî yönelişi ona paralel olanları etkileyebilir. Bütün ilâhî isimlerin mânalarını içerdiği göz önünde bulundurularak Allah lafzına öncelik vermek, buna besmeleyi ve kelimei tevhîdi de eklemek mümkündür.

İSMİ AZAM DUASI İLE İLGİLİ İDDİALAR

İsmi Âzam ile alâkalı olarak rivâyet edilen hadisler ve bu konuda ciddi âlimler tarafından ileri sürülen fikirler bu isim aracılığıyla duâların kabul edilmesi hedefine yöneliktir. Dua ruhun yücelişi ve kulun Allah’ı kendisine yakın hissedişinden ibaret olduğu (elBakara 2/186), ayrıca ibadetin özünü teşkil ettiğine göre (Tirmizî, “Duâ”, 1) İsmi Âzam’la maddî sonuçların değil mânevî kazançların elde edilebileceği açıktır. Bu sebeple mevcudiyeti kesin olmayan, eğer varsa hangi isimden veya isimler grubundan oluştuğu bilinmeyen İsmi Âzam’ı Hurûfîlik alanına çekip ondan maddî sonuçlar beklemek din, bilim ve akılla uzlaştırılması mümkün olmayan bir davranıştır. Bu tür telâkkiler arasında İsmi Âzam’ın hastalıklara şifâ olduğu, büyüyü bozduğu, iki kişi arasında sevgi veya nefretin doğmasını sağladığı, seyir hâlinde olan gemiyi durdurduğu vb. iddialar zikredilebilir. (Ahmed b. Ali elBûnî, s. 8689; Muhammed elGaravî, s. 5859)

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Vatandaşların yatırım tercihi döviz korumalı mevduat rekor üstüne rekor kırıyor HZ YUSUF BABASIN'DAN KAÇ YIL AYRI KALDI? İstanbul'un 24 ilçe belediyesi, İsrail ürünlerine boykot kampanyası başlattı Bugün başlayacak olan Çukurova Rock Festivali, Adana Valiliği tarafından iptal edildi